Kitle iletişim organlarının da desteği ile 0-3 yaş arasında verilen eğitimin önemi artık aileler tarafından kabul görmüş durumda. Bu yaşlarda edinilen alışkanlıklar ve yetenekler, çocuğun ilerideki yaşamında büyük oranda belirleyici oluyor. Bu durum ailelerin 0-3 yaş arasındaki çocukların eğitimine ve bakımına daha çok önem vermelerini sağladı.
Tabii ki, dadılardan beklentilerini de farklılaştırdı. Artık bebeğin altını temizlemek ve karnını doyurmak yeterli gelmez oldu. Ailelerdeki bu değişim isteği kısa zamanda sektöre yansıdı. Artık evlerden çağırılan bakıcıların yerini, çağdaş hizmet veren kurumların sağladığı, iyi eğitim almış dadılar, öğretmenler almaya başladı.
Emekli öğretmen, hemşire, bankacı gibi ev hanımlarım sektörde daha sık görmeye başladık. Kolay kavrayan ve çocuk bakımı-eğitimi konusunda tecrübeye sahip bu kişiler, ailelerin de tercihi haline geldi. Yine kız meslek okullarında ya da üniversitelerde konu ile ilgili eğitim almış gençler de artık bu sektöre girmeye başladı.
Ailelerin artarak devam eden ilgisi yeni arayışlara giren yatırımcıları harekete geçirdi. Çok fazla yatırım maliyet istemeyen ve kısa sürede iyi gelir getiren sektör bir anda patlama yaptı. Dört yıl içinde sadece İstanbul’da yüzün üstünde firma faaliyete geçti.
Sektördeki bu hızlı gelişime beraberinde bazı sorunları da gündeme getirdi. Bu işe başlamak isteyenlerin bir yatırımcıdan çok, iyi bir eğitim ve çocuk uzmanı olması gerekiyor.
Ayrıca, çalıştırdıkları elemanların yaptıkları işin önemini bilen ve bu sorumluluğu alabilecek kapasitede olmasına dikkat etmeliler.
Ancak artan kalite arayışı sektörde taşları oturtmaya başlıyor. Türkiye'de her yıl binlerce yeni doğan çocuk öğretmenini, dadısını ve bakıcısını bekliyor. En az üç yıl sürecek sıcak ve sevgi dolu bir dostluk için...
|