Yaşlılıkta psikolojik ve fiziksel gerilemeye bağlı olarak yaşama gücü ve isteği giderek azalır. Özellikle sevme içgüdüsü önemli derecede sarsıntı geçirir.
Yaşlılık dönemi boyunca, kişi içindeki gençliğin ölmesinden ve yaşlı biri olarak kısa ve saçma bir yaşlılık dönemi geçireceğinden korkar. Bu nedenle yaşlılık dönemine uygun bir şekilde gençliğini sürdürmek için daha önceki yaşam şeklinde değişiklik yapmaya başlar ve yaratıcı enerjisini daha çok dışa vurur. Yaşlılık döneminde kendisi için önemli olan şeyleri yapar.
Bu dönemde kişi hala gençliğini koruduğu yönünde bir anlayışa sahip olursa, yürütmekte olduğu dönemin yaratıcı etkinliklerinden zevk alabilir. Bazı yaşlılar ise yeniliğe karşı isteksizdir, pasif bir yaşantı seçerek içe kapanır anlamsızlık ve değersizlik gibi duygusal sorunlar yaşar.
Yaşlı kişilerde en sık rastlanan psikiyatrik bozukluklardan birisi de depresyondur. Yapılan araştırmalarda altmış beş yaş ve üzeri yaşlıların % 25 ‘inde önemli düzeyde depresyon yaşandığı görülmüştür.
Yaşlılarda depresyon birincil hizmetlerinde, bakım evlerinde veya hastanelerde yeteri kadar tanımlanmamaktadır. Yaşlılık çağı depresyonlarındaki belirtiler, genç ve orta yaşlarda görülen depresyon belirtilerinden farklılaşmaktadır.
Yaşlılarda daha çok bedensel belirtiler ve bilinçte bozulmalar görülür. Ağır depresyon oranı bu yaşlarda % 3 kadardır. Eğer bunlar hastaneye yatmışlarsa bu oran % 30’lara kadar çıkmaktadır. |