Evde bakıma ilgi giderek artarken ve ekip anlayışı içinde verilmesi önerilirken, genel olarak tüm dünyada yaşlılara bakım ev ortamında ve ağırlıklı olarak kadınlar tarafından verilmektedir.
Ülkemizde birkaç özel kurum dışında evde bakım hizmeti sunan resmi bir kurum bulunmamaktadır.
Ülkemizde evde bakım hizmetlerinin gelişmemesi nedeniyle toplumumuzda yaşlıların bakımı sadece aile üyeleri özellikle de kadınlar tarafından yürütülmektedir.
Her ne kadar yaşlılar kendi evlerinde ve kendi aile üyeleri tarafından bakım almayı tercih etse de, evde bakım hizmetlerinin aile üyeleri tarafından verilmesi gittikçe güçleşmektedir.
Bunun yanında;
- Kentleşme, iç ve dış göç gibi nedenlerle çekirdek aileye dönüşümün artmasıyla yaşlıya her tür güvence sağlayan geniş aile sayısını azalması,
- Çekirdek aileye dönüşüm sunucunda konutların küçülmesi, konutların yaşlılar için uygun ve yeterli olmaması,
- Ailede yaşlıların bakımında önemli rol oynayan kadınların çalışma yaşamına katılması veya katılmak istemesi,
- Gençlerin yaşlılığa bakış açısı ve kuşaklar arası iletişim bozukluğu,
- Yaşlıların ve ailelerinin ekonomik yetersizliği,
- Yaşlılık hakkında ailenin ve yaşlının bilgi eksikliği,
- Başkalarına bağımlı olma gibi nedenlerden dolayı aile içinde bakım verici rolündeki kişilerin sayısının azalması yaşlının bakım sorununu daha da arttırmaktadır.
Bu durum yaşlı bireylerin bakımında aile dışı insan gücü ve teknoloji kullanımını zorunlu hale getirmiştir.
Bireylere kendi yakınları tarafından bakım verilmesi, fiziksel ve psikolojik olarak kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlamasına rağmen, yapılan çalışmalar bakım verenlerin bazı sorunlarla karşılaştığını göstermektedir, özellikle bakım vericinin ileri yaşta olması, iş durumu ve sosyal destek azlığının bu riski arttırabileceği vurgulanmaktadır.
Bunun yanında bakım vericilerin bir bölümünü koruyucu sağlık davranışlarına daha az ağırlık verdikleri ve mortalite riskini arttırdıkları belirtilmektedir.
Bakım veren kişinin karşılaştığı bu zorluklar sosyal, fiziksel, ruhsal ve ekonomik açıdan çeşitli sorunlar yaşamasına yol açmaktadır. Evde bakım verenlerin özgürlüklerinin kısıtlandığı, ruhsal durumlarının olumsuz yönde etkilendiği; stres yaşadıkları ve depresyona girdikleri belirtilmektedir.
Ülkemizde evde bakım hizmetleri gelişmediğinden hem bakım veren hem de bakımı alan pek çok sorunla karşı karşıya kalmaktadır.
Yaşlıların evde bakım gereksinimleri ile ilgili yapılan bir çalışmada yaşlıların;
- %6,5' i yardımsız banyo yapamadığı,
- %2,8' inin tek başına giyinip soyunamadığı,
- %1,4' ünün tuvalet ihtiyacını karşılayamadığı,
- %1,7' sinin oturamadığı,
- %8,5' inin idrar ve dışkısını kaçırdığı,
- %0,3' ünün tek başına yemek yiyemediği,
- %1 1,0' inin telefon kullanamadığı,
- %35,9' unun alış-veriş yapamadığı,
- %44' ünün yemeğini hazırlayamadığı,
- %20,3' ünün ev işlerine katılamadığı,
- %25,4' ünün çamaşırlarını yıkayamadığı
- %25,4' ü ilaçlarını doğru dozda ve zamanında alamadığı ve
- %12,4' ünün para hesabı yapamadığı belirlenmiştir.
Hastaların evde günlük yaşam aktivitelerini ve hastalığın gerektirdiği tedavilerini uygulama doğrultusunda yardıma gereksinimi olduğu ve bu yardımın büyük oranda hastaların eşleri tarafından gerçekleştirildiği belirlenmiştir.
Bu araştırmalar ülkemizde evde bakım gereksiniminin boyutlarını ve evde bakımla ilgili sorunları ortaya koymaktadır.
Ülkemizde yaşlı bakımıyla ilgili sorunlarla er geç yüzleşileceği düşünüldüğünde evde bakım hizmetlerinin profesyonel anlamda oluşturulabilmesi için gereken çalışmalara en kısa sürede başlanması bir zorunluluk olarak görünmektedir.
|